Yer yüzünün damarları durulur Gök yüzünün yıldızları derilir Semanın arşına direk verilir Dur bakalım canım gökler kalır mı
Ay ile günün doğduğunu bilirler Bir karanlık yerde sual verirler O ağızsız dilsiz yatan ölüler Dur bakalım canım sağlar kalır mı
Güneş ilk akşamdan doğar dolanır Tövbe kapıları o zaman kapanır Hallac-ı Mansur da payın alır salınır Dur bakalım canım dağlar kalır mı
Cennet cehennemi yoktur diyenler El hakkını alıp haksız yiyenler Al yeşil konakta hükm eyleyenler Dur bakalım canım beyler kalır mı
Karac oğlan her cefayı biliyor Sualciler yedi yerde soruyor Yetmiş iki millet bir araya geliyor Dur bakalım canım mahşer kalır mı |